Merhaba dostlar,bugün sizlere, son günlerde yangınlarla uğraşmış bu ülkenin bireyleri olarak ( Emekli Meclisleri Sendikası,Genel Çevre ve Ekoloji Sekreterliği Aktivistleri) az da olsa yüreğimizdeki yangınları dindirecek,gerçek bir KIZILÇAM öyküsünü anlatmak istiyoruz.
Akdeniz ormanları,bir kaç milyon yıldır yanmakta olduğundan,buradaki bitkiler ( Kızılçam dahil) yangınlara uyarlanacak şekilde evrimleşmiştir. Dolayısıyla, sanılanın aksine, Akdeniz bölgesinde bir orman yangınından sonra,ormanın " yok olması" sözkonusu değildir.
Yangından hemen BİRKAÇ AY sonra, ilkbakışta ölü sandığımız,kavrulmuş odundan başka bir şey göremediğimiz ÇALILAR, toprağın altında ,yangını CANLI atlatan dokuları ayesinde sürgün verecek ve ortamda yeniden belirecek. Yangın sırasında,toprağın üst tabakasında bulunan ,ancak daha önce uyku halinde bekleyen tohumlar,artan duman ve sıcaklık sayesinde uyarılır,Sonbahar ve Kış'ın gerçekleşen ilk yağışlar ile ÇİMLENİRLER !
Bu bitkilerin fideleri,yangından yaklaşık, YEDİ , SEKİZ AY sonra alanda görülmeye başlar.Kızılçam, tohumlarını,yangından korumak için,bazı KOZALAKLARINI YILLARCA kapalı tutar. Yangından sonra,bir kaç hafta içinde,bu kozalaklar açılır ve tohumlar,besin ve minarelce zenginleşmiş olan yanmış toprağa ulaşır. Bu tohumlar, GELECEK BAHARDA, karşımıza GENÇ FİDELER olarak çıkarlar.
Akdeniz Ormanları, bu ormanlarda yaşayan bitkilerin sahip olduğu yangın uyarlanmaları sayesinde kendilerini yangından sonra, YENİLEYEBİLME özelliğine sahiptirler.
Yangınlardan sonra,Kızılçam Ormanlarında yapılan aktif restorasyon uygulamaları ( dozerlerle sürüp,ağaç dikme) BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK e çok büyük zararlar vermekte ve ormanın gelecekteki bitki tür bileşimini değiştirmektedir.
Yangından sonraki restorasyon çalışmaları ,(yanmış dalları yere sererek,Kızılçam tohumu takviyesi yapma) bu ormanların biyolojik çeşitliliğinin korunarak yenilenmesi için,en kullanışlı yöntemlerden birisidir. Sanılanın aksine,Orman Teşkilatı,yanan Kızılçam Ormanlarının yenilenmesi için,bir çok durumda dolaylı restorasyon tekniklerini kullanmaktadır. Ağaç dikme işi sıklıkla ,ikincil bir yöntem olarak uygulanmaktadır.
İZMİR yangınından sonra,sosyal medyadaki " AĞAÇ DİKME SEFERBERLİĞİ" çılgınlığı gerçekleşire eğer, iyi niyetle bunu ortaya atanların sandıklarının aksine ORMANA ZARAR VERMEKTEDİR. Doğaya müdahale etmeden önce, EKPLOJİK bilgiye sahip olmak çok ama çok önemlidir.
Yangınlar sırasında,çoğu hayvan,ya yanmayan yerlere kaçıyorlar, ya da toprak altına giriyorlar. Sanıldığının aksine, (kaplumbağa vs.gibi) bazı hayvanlar hariç, yanmıyorlar.
Bazı durumlarda,yangınlardan sonra ormanlar Makiliklere dönüşebilir.Ancak,bu EKOLOJİK olarak yüzyıllar süren bir döngünün parçası olarak kabul edilmekte . Yani, ORMAN - ÇALILIK VEJETASYONLARI ,Akdeniz Bölgesi için alternatif durumlardır. Bu tür DÖNÜŞÜMLERDE, BİYOÇEŞİTLİLİK, olumsuz ETKILENMEZ. Yangınsız yıllar dileklerimizle... (Kaynak: ECOLOGY Çağatay Tavşanoğlu)
Genel Çevre ve Ekoloji Sekreterliği adına...
Sadrettin URHAN
WEBSİTESİ YAZARI
Çok önemli bir tespit. Örgütlenmeden önce emeklinin mutlaka ki doğrudan demokrasi ve doğrudan katılımcılık bilgisini edinmesini sağlamak gerekir. Ancak ve ancak bi edinim sağlandığında emekli bir hazırbulunmuşluk seviyesine gelecek ve örgütlenmeyi, daha doğrusu meclis örgütlenmesini gerçek anlamda başarabilecektir. Bu eksiklik varken pek fazlaca bir umut henüz görüş mesafemizde değil gibi…