EMEKLİLERİN ÖRGÜTSEL BİRLİĞİ
- Emekli Meclisleri Sendikası
- 6 gün önce
- 3 dakikada okunur

Çok beylik bir sözdür; “Her Şey Beyinde Başlar.” Eğer ki bu söylem doğru ise emeklilerin birliğini sağlamak için tüm emekli sendikaları, platform, grup ve meclislerinin aktif unsurlarının öncelikle iradi olarak birleşme konusunda karar verip bunun gereğini yerine getirmesi gerekiyor.
Emeklilerin birliği konusunda iradi müdahale kadar, samimiyet ve kararlılık da oldukça önemlidir. Bugün verili duruma baktığımızda emekliler alanında kurulu 8-10 sendika ve en az onun kadar da sendikalaşma faaliyeti yürütmekte olan grup, platform ve meclisin varlığı, bir ihtiyaçtan değil, tamamen küçük olsun benim olsun mantığından kaynaklanmaktadır.
Sahada faaliyette bulunan ve emeklilerle temas halindeki herkes, bu parçalı durumun emeklilerin ezici çoğunluğunca onaylanmadığını çok rahat bir şekilde tespit edebilir. Hatta çoğu kez itirazların yükseldiğine de tanık olur. Buna rağmen bazı emekli örgütlerinin “tepesindekilerin” tabanın bu doğru talebine kulağını ve gözünü kapatmasına olumlu bir anlam vermek mümkün değildir.
Emeklilerin örgütlenmesi alanında iki farklı örgütlenme, çalışma ve mücadele anlayışının birbiriyle yarışıp çeliştiğine tanık oluyoruz. Bunlardan birinci eğilim; “eski” dikey ve klasik örgütlenme modeline, delege sistemine dayanan sendikalaşma çabalarıdır. Bunların tamamı, piramit türü hiyerarşik yapılardır. Hiyerarşinin ağırlığına göre de tepe ile taban arasında ciddi bir kopukluk oluşur. Piramidin tepesine konuşlananlar, çoğunlukla piramidin tabanında yığılmış olan geniş emekli kitlesinin istem ve taleplerine yabancıdır. Bu yabancılaşma, örgütü ve sendikayı zayıflatır ve sonuçta etkisizleştirir. Delege sistemine dayalı seçimler ve kararların tepede alınıyor olması çoğu kez sendika içinde hoşnutsuzluklara yol açar ve zamanla gedik büyür ve yeni bölünmeler sonucu yeni ufak grupçuklar oluşur. Emekliler alanındaki bu çok parçalı yapı söz konusu anlayışın doğal sonucudur. Bu yapıların en büyük zaafı ise var olan sınırlı enerjilerini iç rekabet ve iç didişmede tükettikleri için, asıl mızrağın sivri ucunu yöneltmeleri gereken dışarıya karşı mücadele yürütmeye mecalleri kalmamakta ve dolayısıyla bir varlık gösterip kazanımlar elde etmeleri pek mümkün olmamaktadır.
İkinci eğilim ise; eski klasik dikey örgütlenmeden radikal bir “kopuşu” ifade eden, hiyerarşiyi ve yöneten-yönetilen ayrımını reddeden, iç işleyişinde Doğrudan Demokrasi ve Doğrudan Demokratik Katılımı benimsemiş “yatay örgütlenme” modelidir. Bu anlayış, sendikal alanda tamamen yeni bir söz söyleyip yeni bir örgütsel pratik geliştirmektedir. Bu örgütlenme modelinde iç rekabet, iç didişme ve kavgaya yer yoktur. Bunun yerini dostluk, dayanışma ve iç barış alır. Kararlar, sendikanın tüm üyelerinin aktif katılımı ile alınır. Bu anlayışa en uygun model “meclis” veya “forum” şeklindeki örgütlenmelerdir. Bildiğimiz kadarıyla Ülkemizde bugün bunu temsil eden tek örgütsel yapı EMEKLİ MECLİSLERİ SENDİKASIdır Burada işler gönüllülük temelinde ve imece usulü ile yürür. Karar organı, yerellerde yerel emekli meclisi ve ülke genelinde de Emekliler Türkiye Meclisidir. Karar alma sürecine tüm ilgili üyeler aktif olarak katıldıkları içindir ki alınan kararın icrasında da tüm üyeler sorumluluk alır. İşin icrasında gereğinden fazla taliplinin öne çıkması durumunda, seçim ve rekabet yerine rotasyon veya kura ile yetkili ve sorumlu kadroların belirlenmesi, iç didişme ve iç rekabetin önlenmesine yol açacağı gibi, üstlenilen iş ve görevin en iyi şekilde yerine getirilmesine de yol açar. Bu yeni örgütlenme, çalışma ve mücadele anlayışı doğal olarak yeni insan ilişkilerinin gelişmesine ve bu da yeni bir toplumsal yaşamın inşası için zemin ve imkan hazırlar.
Emekliler alanındaki sendikalaşma her ne kadar bugün çok parçalı bir görünüm sergiliyor olsa da önümüzdeki 1-2 yıl içinde bazı birleşmelerin gerçekleşeceğini umuyor ve bekliyoruz.(Tepedekiler istese de, istemese de bu birleşme er veya geç TABANDA olacaktır... ) Özellikle bu hususta Emekliler Türkiye Meclisi aktivistlerinin girişim, çaba ve gayretlerini umut verici bulduğumu ifade etmeliyim. Bu görüşmelerde bazı dost sendika ve grupların yaklaşımları da aynı şekilde emeklilerin birliği konusunda bizleri umutlandırıp heyecanlandırmıştır. Önümüzdeki süreçte birleşip tek sendikaya dönüşenler tabanda daha da kabul görecekleri gibi, tek sendika çatısı altında birleşmeyi başaramayanların da ortak iş yapabilmeleri için FEDERATİF ÇATI altında bir araya gelip, kendi bağımsız faaliyetlerine ilaveten birlikte iş yapmanın da yolunu açmalarının mümkün olabileceğini düşünüyorum.
Memnune KARDAŞ
EMS Eş Sözcüsü
.