MARKET RAFLARINDA KALAN HAYALLERİ…

Türkiye’de, ekonomik mağduriyet, devam eden ekonomik kriz ve yüksek enflasyon nedeniyle hızla derinleşiyor. Bunun en

büyük mağduru emeklilerdir.

7 yıldır yüksek enflasyon (%38,1, Mart 2025; 2022’de %85,5 zirvesiyle) emeklilerin cebini boşalttı, hayallerini çaldı, onurlarını ayaklar altına aldı. 14.469 TL’lik en düşük emekli maaşı, yoksulluk sınırının (74.223 TL, ~1.950 USD) beşte birine, açlık sını-rının (22.131 TL, ~580 USD) bile altına denk geliyor. 3,5-4 milyon emekli, bu utanç verici maaşla ne kira ödeyebiliyor ne fatura ne de torununa bir şeker alabiliyor.

Hükümet, bu insanları “yaşlılık aylığı” adı altında sadakaya mahkûm ederken, “refah” masallarıyla halkı kandırmaya de-vam ediyor. Bu, bir sosyal devlet değil, emeklilere karşı işlenmiş bir suç!

Yıllarca prim ödeyerek ülkeye hizmet eden emekliler, hükümetin bilim dışı “düşük faiz” inadı, Merkez Bankası’nın bağımsız-lığını yok etmesi ve yandaşlara kaynak aktaran israf politikaları yüzünden dilenci muamelesi görüyor.

2025’te %15,75’lik maaş zammı, gıda enflasyonunun (%66) ve enerji fiyatlarının (%16,98) gölgesinde eriyip gidiyor. Bu maaş-la ancak mezarda yaşarsın!

Hükümet, emeklilerin feryadına kulak tıkarken, yandaş müteahhitlere garanti ödemelerle milyarlar akıtıyor. Bu, emeklilere karşı aleni bir ihanet!

Tarımın çöktüğü, sanayi üretiminin neredeyse durma noktasına geldiği, işsizliğin her geçen gün arttığı ülkemizde, emekliler çocuklarının eline bakıyor ya da borç batağına sürükleniyor. Market raflarında et, süt, yumurta bir lüks; pazarda file doldur-mak bir hayal oldu.

Emekliler, sadece maddi değil, manevi olarak da çökertiliyor. Bir zamanlar ailelerine bakabilen bu insanlar, şimdi torunlarına harçlık verememenin, ilaç alamamalarının utancını yaşıyor. Faturasını ödeyemediği için elektriği kesilen emekliler karanlıkta oturuyor, barınma sorunu yaşıyor. Hükümetin sansürlediği medya, emeklilerin bu feryatlarını ise duymuyor.

Saraçhane protestolarında emeklilerin sesi copla, gözaltıyla bastırılıyor. Bu, emeklilerin onurunu hiçe sayan bir rejimin açık ilanı!

Hükümet, ekonomik krizi çözmek yerine, emeklileri sadaka zammıyla oyalıyor, yandaşları zenginleştiriyor, muhalefeti sustu-ruyor. 148,8 milyar dolarlık 2023 deprem maliyetini bahane ederken, emeklilere “bütçe yok” yalanını söylüyor. Döviz rezervle-rini eriten, TL’yi çökerten, enflasyonu patlatan bu yönetim, emeklilerin sefaletinin baş sorumlusu.

Hükümet, emeklilere insanca bir yaşam borçlu; ama bu borç, liyakatsiz ellerde biriken bir utanç yığınına dönüşüyor.

Emekliler, bu sefaleti hak etmiyor! Hükümet, derhal maaşları yoksulluk sınırına çekmeli, İşsizliği önleyecek, istihdam yarata-cak, enflasyonu kontrol altına almalı, intibak yasasını çıkartmalı. Aksi takdirde, bu ihanet politikaları, emeklilerin ve halkın öfkesiyle tarihe gömülecek.

Rahmi CİNOKUR

EMS BASIN SÖZCÜSÜ/GAZETECİ